Nur talebeleri imanla kabre girecekler diye Bediüzzaman’ın bir sözü var mıdır? Bu çok iddialı bir söz değil midir?

Üstadın bu gibi ifadelerinde iki önemli kayıt görüyoruz: Birincisi ve en önemlisi “İnşallah” yani Allah dilerse, ihsan ederse. Diğeri ise “yüzde doksan- yahut  yüzde doksan dokuz-” ihtimale. Yani, bu müjdelerde “yüzde yüz” yahut “mutlaka, kesinlikle” gibi bir ifadeyi göremiyoruz. Çünkü kişi korku ile ümit arası…

Nur cemaati şahs-ı manevi merkezli, lider ihtiyacı olmayan bir cemaattir. Bediüzzaman hazretleri de kendisinden sonra kimseyi halife yahut vekil bırakmamıştır. Bu tarz ise mazinin geleneksel hizmet biçimine uymuyor. Bunun sebeplerini izah edebilir misiniz?

Üstadımız bir çok mektuplarında ısrarla “Zaman cemaat zamanıdır.” buyuruyor. Bu ifade geneldir. Yani bu zamanda, sadece İslam’a hizmet için değil, her konuda başarılı olmanın yolu cemaatle çalışmaktan, fertleri değil sahs-ı maneviyi nazara vermekten geçer.  Ticaret âleminde “marka isimler” vardır. Bunlar birer şahs-ı maneviyi temsil ederler….

Risale-i Nur Külliyatını okuyup istifade edenlerin, değişik tarzlarda hizmet ifa etmeleri nedendir? Bu bir ihtilaf değil midir?

Bu ve benzeri farklılıkların “ihtilaf” tarifine girmeleri için tarafların birbirlerini inkâr etmeleri, birbirlerine düşman olmaları, aleyhte konuşmaları, gıybet etmeleri gerekir. Bunların hiçbiri olmuyorsa, kişiler kendi zevklerine ve anlayışlarına en uygun buldukları bir yolda giderken diğerlerine karşı çıkmıyorlarsa buna, menfi manada, “ihtilaf” denilmez. Bu gibi farklılıklar,…