“Evet niyet âdi bir hareketi ibadete çevirir.” Üstat hazretlerinin “öğrendim” dediği kelimelerden biri de “niyet”. Buradaki niyeti en başta “ihlas” olarak anlamamız gerekiyor. Zira en büyük niyet, bir işi Allah rızası için yapmaktır. Namazımıza “Niyet ettim Allah rızası için” diye başladığımız gibi, konuşurken, ticaret yaparken,…
Kategori: Mesnevi-i Nuriye Dersleri
Risale-i Nur külliyatından Mesnevi-i Nuriye eseri üzerine açıklamaları dersler.
Kur’an’da delilin neticeden daha zahir olması
İ’lem Eyyühel-Aziz! Ekseriyet-i mutlakayı teşkil eden avam-ı nâsın fehimleri Kur’anca o kadar müraat edilmiştir ki, birkaç dereceyi, birkaç ciheti ihtiva eden bir mes’elede avamın fehimlerine en me’nus en karib ciheti ve nazarlarına en vâzıh, en zâhir dereceyi söylüyor. Çünki öyle olmasa, delilin neticeden hafî olması…
Günah sevaba, sevap günaha nasıl dönüşür?
“Ve keza nazar ile niyet, mahiyet-i eşyayı tağyir eder. Günahı sevaba, sevabı günaha kalbeder.” Bakma manasına gelen “nazar” kelimesi, çoğu zaman, “bakış açısı ve akıl” manasında da kullanılır. Meselâ, hastalıklara bir elem ve keder vasıtası olarak nazar edilebileceği gibi, günahları eriten; insanın dünya sevgisini azaltan,…
Sebepler tenteneli bir perdedir
“Binaenaleyh nimete bakıldığı zaman Mün’im, san’ata bakıldığı zaman Sâni’, esbaba nazar edildiği vakit Müessir-i Hakikî zihne ve fikre gelmelidir.” Bir nimetin sadece insana olan faydalarına nazar edilirse ona mana-yı ismiyle bakılmış olur. Halbuki o nimet, insanı ve onun ihtiyaçlarını bilmeyen toprağın, suyun, ağacın yahut…
Tenteneli perdeler arasında hakikati görmek
“Evet her şeyin iki ciheti vardır. Bir ciheti Hakk’a bakar. Diğer ciheti de halka bakar. Halka bakan cihet, Hakk’a bakan cihete tenteneli bir perde veya şeffaf bir cam parçası gibi, altında Hakk’a bakan cihet-i isnadı gösterecek bir perde gibi olmalıdır.” Burada “mana-yı harfi ve mana-yı…
Onun hesabına kainata bakmak
“Cenâb-ı Hakk’ın masivasına (yani kâinata) mana-yı harfiyle ve Onun hesabına bakmak lâzımdır. Mana-yı ismiyle ve esbab hesabına bakmak hatadır.” Üstat hazretleri buradan mana-yı harfi için “Onun hesabına bakmak” tarifini getirmiştir; örneğimizde, portakala Rezzak ismi hesabına bakmak gibi. “Mana-yı ismiyle ve esbab hesabına bakmak”, yani…
Mana-yı Harfi – Mana-yı İsmi
Mukaddeme Kırk sene ömrümde, otuz sene tahsilimde yalnız dört kelime ile dört kelâm öğrendim; tafsilen beyan edilecektir. Burada yalnız icmalen işaret edilecektir. Kelimelerden maksad: Mana-yı harfî, mana-yı ismî, niyet, nazardır. Şöyle ki: Cenâb-ı Hakk’ın masivasına (yani kâinata) mana-yı harfiyle ve O’nun hesabına bakmak lâzımdır. Mana-yı…
Ene rasadıyla Allah’ın mülkünü mahlukata taksim etmek
İ’lem Eyyühel-Aziz! İnsanın hilkatinden maksad, mahfî hazine-i İlahiyeyi keşif ile göstermek ve Kadîr-i Ezelî’ye bir bürhan, bir delil, bir ma’kes-i nuranî olmakla cemal-i ezelînin tecellisi için şeffaf bir mir’at, bir âyine olmaktır. Hakikaten semavat, arz ve cibalin hamlinden âciz kaldıkları emaneti insan hamlettiği cihetle cilâlanmış,…
Kesafet ve Letâfet
İ’lem Eyyühel-Aziz! Maddî olan bir şey, kesafeti ne kadar fazla olursa o nisbette ince ve gizli şeyleri göremez ve onları idraktan kasırdır. Fakat nur ve nuranî şeyler, ne kadar nuraniyette terakki ederse, o nisbette ince ve gizli şeylere nüfuzu tam ve keskin olur. Ve keza…
Sen Allah’tan uzaksın ama o sana çok yakın
İ’lem Eyyühel-Aziz! Ulûhiyetin azameti, izzeti, istikâliyeti, her şeyin, -küçük olsun büyük olsun, yüksek olsun alçak olsun- taht-ı tasarrufunda bulunduğunu istiyor. Senin hıssetin veya hakaretin, onun tasarrufundan hariç kalmasına sebeb olamaz. Çünki senin ondan bu’dun varsa da onun senden bu’du yoktur. Veya senin bir sıfatının hakareti…