Bediüzzaman, nasıl bir hizmet ifa etmiştir?

Bediüzzaman Said Nursî, Müslümanların başlıca fikir ve maneviyat merkezleri olan medrese, mektep ve tekkenin işlevleri arasında tam bir irtibat sağlamıştır. Ona göre bunlardan her birinin kendilerine mahsus alanları vardır. Fakat bir koordinasyon ile zaman zaman bir araya gelip müşterek gayeye hizmet etmelidirler. Bunu, üç ayrı…

Bediüzzaman’ın tefsirde izlediği usul

Üstad Bediüzzaman hemen her bahsi, bir ayet-i kerime ile başlatır. Böylece yazacağı şeylerin, o ayetin feyzinden bazı katreler olduğunu gösterir. Fakat ayetin mealini vermez. Diğer tefsirlerin yaptığı tarzda açıklamalara girişmez. Onları önemsiz gördüğünden değil, öteki tefsirlerde zaten yapıldığından ötürü onlara havale eder. Anlatırken akla hitap…

Risale-i Nur, manevi bir tefsirdir

Dinî ilimlerin öğretiminin zayıfladığı, insanların himmetlerinin ve dinî ilimlere ayırabildikleri zamanın azaldığı bir dönemde, işe en sağlam yerinden başlamak gerekiyordu. İşte Üstad Bediüzzaman’ın tefsiri, dinin temeli olan; Allah Teala’nın varlığı, birliği, sıfatları, melekler, kitaplar, nübüvvet, vahiy, ahiret hayatı gibi meselelerde, güçlü açıklamalar yapmıştır. Bunları yaparken,…

Risale-i Nur, Nasıl Bir Tefsirdir?

Tefsir, Kur’an-ı Kerim’in lafızlarından kastedilen manaları beşer takati ölçüsünde açıklamak demektir. Kur’an’ın en yetkili müfessiri, Hz. Peygamber’dir (s.a.v.). “Sana da, ey Resulüm, bu Zikri indirdik ki kendilerine indirileni insanlara açıklayasın” (Nahl 44) ayeti bunu açıkça belirtir.

İcad ile nakış bir midir?

İ’lem Eyyühel-Aziz! Şu görünen âlem, İlahî bir dükkân ve bir mahzendir. İçerisinde envaen türlü türlü mensucat kumaşlar, me’kulât yemekler, meşrubat şerbetler vardır. Bir kısmı kesif bir kısmı latif, bir kısmı zâil, bir kısmı daimî, bir kısmı katı bir lüb, bir kısmı mâyi ve hâkeza her…

Bediüzzaman ve Siyaset

SİYASET, oldukça genel bir ifade. Devletin ekonomik politikasından, bir şirket müdürünün yönetim biçimine, mürşitlerin ve peygamberlerin (a.s.) irşat metotlarına kadar uzanan çok geniş bir sahayı içine alıyor. Ama gel gör ki, günümüz insanı kısır politik çekişmeleri bir boks maçı gibi seyrede ede, siyaset denilince onun…

Nur talebeleri niçin cemiyet ve siyasî teşekküllerden uzak duruyorlar?

Dinsizliğin ve ahlaksızlığın komünizm ve masonluk gibi birer şahs-ı manevi ile hücum ettiklerini gören Üstadımız, bütün bu yıkıcı cereyanlara ve zındıka komitelerine siyasetle karşı koymanın çok yetersiz ve tesirsiz kalacağını görmüş, bunlara karşı iman hakikatleri etrafında bir şahs-ı manevî teşkil etmek üzere Nur Külliyatını yazmaya…

Eski ve Yeni Said Dönemleri denilince ne anlaşılmalı?

Eski ve Yeni Said dönemleri, Üstad Bediüzzamanın hizmet hayatının iki ayrı döneminin isimleridir. Bu isimleri bizzat kendi vermiştir. Eski Said döneminde hizmet ağırlığı “içtimai problemler için çözüm üretmek ve gerektiğinde bizzat teşebbüste bulunmak” iken, Yeni Said dönemine  “siyasetten uzak bir iman ve Kur’an hizmeti” damgasını…

Nur cemaati şahs-ı manevi merkezli, lider ihtiyacı olmayan bir cemaattir. Bediüzzaman hazretleri de kendisinden sonra kimseyi halife yahut vekil bırakmamıştır. Bu tarz ise mazinin geleneksel hizmet biçimine uymuyor. Bunun sebeplerini izah edebilir misiniz?

Üstadımız bir çok mektuplarında ısrarla “Zaman cemaat zamanıdır.” buyuruyor. Bu ifade geneldir. Yani bu zamanda, sadece İslam’a hizmet için değil, her konuda başarılı olmanın yolu cemaatle çalışmaktan, fertleri değil sahs-ı maneviyi nazara vermekten geçer.  Ticaret âleminde “marka isimler” vardır. Bunlar birer şahs-ı maneviyi temsil ederler….