İ’lem Eyyühel-Aziz! Şu görünen âlem, İlahî bir dükkân ve bir mahzendir. İçerisinde envaen türlü türlü mensucat kumaşlar, me’kulât yemekler, meşrubat şerbetler vardır. Bir kısmı kesif bir kısmı latif, bir kısmı zâil, bir kısmı daimî, bir kısmı katı bir lüb, bir kısmı mâyi ve hâkeza her…
Etiket: zerre
Ya her şeyi Allah yaratmıştır ya da…
İ’lem Eyyühel-Aziz! Halk-ı eşya hakkında “mûcibe-i külliye” sâdık olmadığı takdirde “sâlibe-i külliye” sâdık olur. Yani ya bütün eşyanın hâlıkı Allah’tır veya Allah hiç bir şeyin hâlıkı değildir. Çünki eşyanın arasında muntazam tesanüd ile halk ve yaratmak, tecezziyi kabul etmez bir külldür, bâziyet yoktur. Ya mûcibe-i…
“Nefsin elinde iki silâh vardır”
İ’lem Eyyühel-Aziz! Gâfil nefis, âhireti dünyanın bitişiğinde ve dünya ile bağlı bir menzil zannediyor. Bu itibarla nefsin elinde iki silâh vardır. Dünyanın zeval ve fenasının eleminden kurtulmak için âhireti düşünmekle ümidvar olur. Âhiret için lâzım olan a’mal külfetine gelince, gaflet veya tegafül ile ondan da…
Nefs-i emmare, devekuşu gibi aleyhine olan şeyi lehine zanneder
“İ’lem Eyyühel-Aziz! Evham, şübehat, dalâletin menşe’ ve mahzenlerinden biri: Nefis, kendisini kader ve sıfât-ı İlahiyenin tecelliyat dairesinden hariç addeder. Sonra tecelliyata mazhar olanlardan birisinin mevkiinde kendisini farzeder. Onda fena olur. Sonra başlar bazı teviller ile o şeyi de Allah’ın mülkünden, tasarrufundan çıkartır. Kendisinin girmiş olduğu…
Zerre’den: Şeytanın ilka etmekte olduğu vesveselerden biri…
İ’lem Eyyühel-Aziz! Şeytanın ilka etmekte olduğu vesveselerden biri: “Yahu, şu koyun veya inek, eğer Kadîr ve Alîm-i Ezelî’nin nakşı, mülkü olmuş olsa idi; bu kadar miskin bîçare olmazlardı. Eğer bâtınlarında, içlerinde Alîm, Kadîr, Mürîd bir Sâniin kâlemi çalışmış olsaydı, bu kadar cahil, yetim, miskin olmazlardı.”…
Zerre’den: Herşeyin bâtını zâhirinden daha âlî, daha kâmil, daha latif, daha güzel, daha müzeyyen olduğu gibi…
İ’lem Eyyühel-Aziz! Herşeyin bâtını zâhirinden daha âlî, daha kâmil, daha latif, daha güzel, daha müzeyyen olduğu gibi; hayatça daha kavî, şuurca daha tamdır. Ve zâhirde görünen hayat, şuur, kemal ve saire ancak bâtından zâhire süzülen zaîf bir tereşşuhtur. Yoksa bâtın camid, meyyit olup da ilim…