“İyyake na’büdü ve iyyake nestain”de; “biz yalnız sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz.” ifadesinde neden çoğul kipi kullanılmıştır? Bu konuda risalelerde müstakil bir bahis vardır. Özet olarak: İnsan tek başına da namaz kılsa, “na’büdü, nestein” (ibadet ederiz, yardım dileriz) derken bütün müminleri kastedebilir.
Kategori: Dördüncü Sır
Besmelenin, fatihanın fihristesi ve Kur’an’ın mücmel bir hülasası olması, ne demektir?
Bu hülasalığın; kesret içinde tecelli eden ehadiyet hakikati ile münasebeti var mıdır? Var ise nasıldır? Kur’an-ı Kerimde ele alınan konular özet olarak Fatiha suresinde de vardır. Onda birer çekirdek halinde verilen derslerin tafsilatlı şekli Kur’an-ı Kerimdir. Şöyle düşünebilir: Kur’an, Allahın isimlerinden, sıfatlarından bahsetmekte ve Allah’ı…
İyyakena’büdü ve iyyakenestain’ deki hakiki hitaptan maksat nedir? Bu hitabın hakikisi olduğu gibi, surisi de olabilir mi?
İnsan sebeplere ne ölçüde minnettar olursa “iyyakena’büdü” hitabının hakikatinden o kadar uzaklaşır. Aynı şekilde sebeplerden ne ölçüde fayda umar, medet beklerse “iyyakenestein” hitabındaki manadan yine o kadar uzak kalır. Üstat hazretleri, riya için “şirk-i hafi” yani “gizli şirk” tabirini kullanıyor. Hiçbir mümin Allah’tan başkasına ibadet…
Sikke-i ehadiyete nazarları çevirmek ve kalpleri celp etmek için o sikke-i ehadiyet içerisinde rahmet sikkesini ve rahimiyet hatemini koymuştur. Cümlesinden neler anlamalıyız?
Bir hadis-i şerifte, “İnsan ihsanın kuludur.” buyrulur. İnsan eşyayı tefekkür ederken onlardan gördüğü fayda çoğu zaman öncelik kazanır. Bunun içindir ki, bedenimizde görev yapan bütün organlardan, kâinatta bize hizmet eden bütün sistemlere kadar her şeyde bizim için bir rahmet, bir ihsan vardır. İnsan bu faydaları,…
Kur-an’ı Kerimin; en dakik bir cüziden bahsetmesinin sebebi, zahir bir surette hatem-i ehadiyetin herkes tarafından görülmesidir. Hakikaten herkes her cüzide bu hatemi okuyabilme özelliğine sahip midir?
Ehad, Allah’ın zâtının birliğini ifade eder. Bütün kâinatı bir saray gibi seyredebilenler o sarayın tümünün bir sultanın mülkü olduğunu rahatlıkla anlar, bazı bölmeleri yahut odaları başkalarına isnat etme hatasına düşmezler. Bu birlik mührü, cüzilerde daha net ve daha rahat olarak okunmaktadır. Şöyle ki, insan bütün…
Herkes her mertebede iyyakena’büdü ve iyyakenestain diyebilir mi?
Her vicdan Allah’tan başka hiçbir şeyin ibadete layık olmadığını, kör ve sağır esbabın onu bilemeyeceğini, duasını ve niyazını işitmeyeceğini bilir. Bu biliş o vicdanın bir nevi “iyyakena’büdü ve iyyakenestain” demesidir. Şu var ki, sebeplere tesir vermeme, ancak Allah’a tevekkül etme hususunda insanlar birbirinden çok farklıdırlar….
Hatem-i Rahmaniyetin içerisinde gösterilen sikke-i ehadiyete birkaç örnek verilebilir mi?
Rahmân’ın Rezzâk manasında olduğunu düşünürsek, rızka muhtaç her canlıda Cenab-ı Hakk’ın pek çok isimleri tecelli etmektedir. O canlı böylece ehadiyete bir ayna olmakta, bir sikke-i ehadiyet taşımaktadır. Mesela, o canlı, hayatıyla Hay ve Muhyi isimlerine, yaratılmasıyla Hâlık ismine, bütün organlarının hikmetle yaratılmasıyla Hakîm ismine, şekliyle…
Hitab-ı iyyakena’büdü demekle, herkese kâfi gelmeyen; kesret-i mahlûkattaki vahidiyet tecellisini nasıl anlamalıyız?
İlahî sıfatların tasarrufu altında bulunan sonsuz mahlukatı ne bilmemiz mümkündür ne de hayal etmemiz. Genlerden, atomlardan, arşa, lehv-i mahfuza, melekler alemine, henüz ışığı dünyamıza ulaşmamış yıldızlara kadar bütün bu varlıklar Allah’a ibadet halindedirler, Onun emri dairesinde hareket eder, vazife görürler. Bütün bunları tasavvur etmek ve…
“İyyake na’büdü ve iyyake nestain”de; “Biz yalnız sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz.” ifadesinde neden çoğul kipi kullanılmıştır?
Bu konuda risalelede müstakil bir bahis vardır. Özet olarak: İnsan tek başına da namaz kılsa, “na’büdü, nestein” (ibadet ederiz, yardım dileriz) derken bütün müminleri kastedebilir. Ayrıca, kâinattaki canlı-cansız her varlık kendisine verilen görevi eksiksiz yerine getirmekle Allah’a ibadet etmektedir. İnsan bunları da hayalen nazara alıp…