Bu hülasalığın; kesret içinde tecelli eden ehadiyet hakikati ile münasebeti var mıdır? Var ise nasıldır?
Kur’an-ı Kerimde ele alınan konular özet olarak Fatiha suresinde de vardır. Onda birer çekirdek halinde verilen derslerin tafsilatlı şekli Kur’an-ı Kerimdir.
Şöyle düşünebilir:
Kur’an, Allahın isimlerinden, sıfatlarından bahsetmekte ve Allah’ı insanlara böylece tanıtmakta, onlara marifet dersi vermektedir.
Fatihada geçen, Allah, Rabbülâlemîn, Rahman, Rahim isimleri bütün bu isim ve sıfatlara bir numunedir.
Kur’anda ahiretle ilgili çok sayıda ayet vardır. Malikiyevmiddin ayeti, bütün bu ayetlerin hülasası gibidir.
Kur’anda, ibadete, ahlaka, muamelata, ahkama dair bütün ayetlere “iyyakena’büdü” ayetiyle işaret edilmektedir.
Kur’anda geçen bütün dua ve iltica ayetleri de “iyyakenestein” ayetinde dahildir.
Sırat-ı müstakimin, bir başka ayette belirtildiği gibi “nebilerin, sıddıkların, şüheda ve salihlerin yolu” olduğu nazar alındığında, bütün peygamber kıssalarının ve salih kimselere dair bahislerin de fatihada mücmel olarak bulunduğu anlaşılır. Bunların tamamı Allah’ın kendilerine in’am ettiği, ihsan ettiği (enamte aleyhim) bahtiyar insanlardır.
Firavun’dan, Karun’dan Ebu Leheb’e kadar, Allah’ın gazabına uğrayan, doğru yoldan sapan kimselere gelince bunların hepsi “mağdup ve dallin” güruhundandırlar ve Fatiha’nın son kısmı bunların kıssalarının bir hülasasa gibidir.
Besmelenin Fatiha’nın hülasası olmasını şöyle anlamak mümkündür: Kur’an-ı Kerim, Allah’tan, bu dünyadan ve ahiretten bahsetmektedir. Besmele ise bütün bunların çekirdeği gibidir. O da Allah’ın ismiyle başlar, Rahman ismiyle dünyaya, Rahim ismiyle ise ahirete işaret eder.