Yakınlık denilince insanın aklına, öncelikle, mesafe yakınlığı gelir. Halbuki, günlük hayatımızda yakınlığı daha farklı şekilleriyle de kullanırız; yakın akrabam, cana yakın, gelmesi yakın gibi. Bütün mekânları yaratan Allah, mekândan münezzeh olduğuna göre, O’nun bize yakınlığı, yahut bizim O’nun yakınlığını talep etmemiz elbette mekân ve mesafe…
Etiket: sözler
Tuba ve zakkum – İman ve küfür
Soru 5-6-7 – İmanın manevî tuba-i cennet çekirdeği taşımasını, küfrün ise yine manevî bir zakkum-u cehennem tohumu saklamasını nasıl anlamalıyız? Cevap: Burada, müminin şahsında iman nazara ders veriliyor. Bu manaya mazhar olanlar kâmil iman sahipleridir. Diğerleri de derecelerine göre bu feyizden, bu nurdan hisselerini alırlar….
Gerçekler ve Vehimler
Soru 3- “Zira, nihayet derecede âdil, merhametkâr, raiyet-perver, muktedir, intizam-perver, müşfik bir melikin memleketi, hem bu derece göz önünde âsâr-ı terakkiyat ve kemâlât gösteren bir memleket, senin vehminin gösterdiği sûrette olamaz.” cümlesini biraz açar mısınız? Cevap: Her şey gibi dünyayı da gerçek manasının ve…
Neden ben değil de biz diyoruz?
“İyyake na’büdü ve iyyake nestain”de; “biz yalnız sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım dileriz.” ifadesinde neden çoğul kipi kullanılmıştır? Bu konuda risalelerde müstakil bir bahis vardır. Özet olarak: İnsan tek başına da namaz kılsa, “na’büdü, nestein” (ibadet ederiz, yardım dileriz) derken bütün müminleri kastedebilir.
Cenab-ı Hakkın zıddının olmamasını nasıl anlamalıyız? Zıddan kastedilen nedir?
Cenab-ı Hakkın misli, şeriki, naziri ve şebihi olmadığını ve olamayacağını anlıyoruz. Ancak zıddının olmamasını nasıl anlamalıyız? Zıddan kastedilen nedir? Cevap: Varlık kavramı için şöyle üçlü bir sınıflandırma yapılıyor: Vacib, mümkin ve mümteni. Vacib, olması zaruri, olmaması muhal olan demektir. Allah’ın varlığı zatındandı ve vaciptir. Mümkin…
Kur’an’ın vazifesi
“Kur’an’ın vazife-i asliyyesi, daire-i rububiyetin kemâlât ve şuunatını ve daire-i ubûdiyetin vezâif ve ahvâlini talim etmektir.” Sözler “Rahmetim gadabımı geçti.” buyuran Rabb-ül âlemin, bu varlık âlemini yokluk karanlığından kurtardı. Altı devrede bu kâinatı şu hazır hâle yine rahmet ve keremiyle getirdi. O devrelerdeki İlâhî icraat…
Bediüzzaman ve Risale-i Nur Hakkında merak edilen sorulara cevaplar (Video)
Prof.Dr. Alaaddin Başar’dan Bediüzzaman Hazretleri ve Risale-i Nur Külliyatı hakkında en çok sorulan soruların cevapları.
Birinci Sözde geçen zikir, fikir, şükür meselesini, sadece yiyecek gibi nimetler için mi anlamak gerekir?
Soruya “Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz…..” şeklinde başlandığı için örnek de rızık nimetinden verilmiştir.
İnsanların çoğu gaflet veya dalalettedir, Allah’ı tanımaz ve O’nun namına vermezler. O halde biz bunlarla alışveriş yapmayacak mıyız?
Bu sorunun cevabını Üstadımız şöyle vermektedir: Esbab-ı zâhiriye eliyle gelen nimetleri o esbab hesabına almamak gerektir. Eğer o sebep ihtiyar sahibi değilse (meselâ hayvan ve ağaç gibi), doğrudan doğruya o nimeti Cenâb-ı Hak hesabına verir. Madem o lisan-ı hal ile Bismillâh der, sana verir. Sen…
Mucizelerin, peygamberlerden sadır olduğunu biliyoruz. Yaprakların sıcaklığa, köklerin sert taşlara mukavemeti de bir mucize midir? Peygamberlerdeki mucizelerle mahlukattaki mucizeler arasında farklar var mıdır?
Mu’ciz, aciz bırakan demektir. Peygamberlerin eliyle gerçekleşen harikaları insanlar yapmaktan acizdirler. Bu hal, onlara bu işin bir kul tarafından bizzat icra edilemeyeceğini, elinde mucize zahir olan kişinin ancak Allah’ın elçisi olabileceğini bilmeleri için bir irşattır.