“Ve keza nazar ile niyet, mahiyet-i eşyayı tağyir eder. Günahı sevaba, sevabı günaha kalbeder.”
Bakma manasına gelen “nazar” kelimesi, çoğu zaman, “bakış açısı ve akıl” manasında da kullanılır.
Meselâ, hastalıklara bir elem ve keder vasıtası olarak nazar edilebileceği gibi, günahları eriten; insanın dünya sevgisini azaltan, kalbini ahirete yönlendiren, acz ve fakrını kemaliyle hissettirip insanın kulluk şuurunu pekiştiren bir nimet-i İlâhî olarak da bakılabilir.
Günahın sevaba dönüşmesine eskiden beri verilen meşhur bir örnek var: Yalan söylemek günah olduğu halde, iki kişinin arasını bulmak ve onları barıştırmak için yalan söylendiğinde o günah bir sevaba vesile olmuş olur. Ancak, Üstat hazretleri, “Maslahat için kizb ise zaman onun neshetmiş.” diyerek bu kapıyı kapamış ve gerekçe olarak da “bunun muayyen bir haddinin olmadığını” göstermiştir. Yani, iki kişiyi barıştırmak için yalan söylenebileceğine dair bir kapı açılırsa, başka faydalar için de yalan söyleme yoluna gidilme tehlikesi ortaya çıkar. Hatta, bu kapı birçok haramların işlenmesine de yol açabilir.
Bunun yerine şöyle bir misâl verebiliriz: Adam öldürmek günahtır, kötü bir fiildir, ancak bu iş İslam’ın nurunu söndürmek isteyen küffara karşı yapılırsa, yani maksat “İ’la-yı kelimetullah” olursa, adam öldürme fiili sevaba inkılap eder. (Cihad yapıyoruz diye müslüman kardeşini katleden veya islamı dünyaya terör dini olarak göstermeye çalışan -batı güdümlü- proje terör örgütleri tabi ki bundan müstesnadır)
Aynı örneği, sevabın günaha inkılabı için de kullanabiliriz. Allah için cihat etmek büyük bir fazilet iken, bunun şan, şöhret yahut ganimet kazanmak için yapılması halinde “rıza, riyaya”, “sevap, günaha” inkılap eder.
Bir başka örnek: Din aleyhine yazılmış bir kitabı okumak mutlak manada zararlıdır; kötü bir iştir. Ama, bunda niyetimiz o kitaptaki yıkıcı fikirlere cevap vermek olursa bu okuma fiili sevaba inkılap eder.
Niyet de nazara yakın bir kelimedir; ancak aralarında şöyle bir fark da vardır: Nazarda “bakış açısı”, niyette ise “maksat” ön plana çıkar.
teşekkür ederim.allah razı olsun.
yalan örneği doğrudur. günah iken amaç farklı olunca sevap olur. siz bu zamanda üstad yalan kapısı kapalı demişsiniz. doğru ama alternatif örneğiniz daha tehlikeli. allah için adam öldürmenin bu zamanda zaten haddi ve sınırı kalmamış. Şu zamanda daiş, hizbullah vs gibi radikal gruplar vs müslümanlar insanları allah için öldürdüğünü söylüyor. bunun hiç sınırı yok. herkes istediğine fetva veriyor. dolayısıyla bu örneği kaldırmanız daha uygun. daha tehlikeli kapılara yol açabilir.
onun hiç yolu olmamalı…bu noktayı unutmayalım.