Sert cisimlerin yumuşak cisimlere engel olmaları, onlara ezmeleri tabiatta çokça görülür. Yani sertin tabiatında yumuşağa galip gelme vardır. Burada ise bu tabiat kanunun tam tersi bir icraat görülüyor. Demek ki, tabiat hakiki fail değil.
“Bir adamın bütün şehir ahalisini cebren bir yere sevk etmesi” örneğinde olduğu gibi, bir varlık, gücünün çok ötesinde işler görüyorsa, bu hal o varlığın Allah namına hareket ettiğinin ve söz konusu sonuca O’nun yardımıyla ve ihsanıyla ulaştığının delilidir. Yani, o varlık manen bismillah demekte ve Hâlık’ının yardımıyla o işi başarmaktadır. Yumuşak köklerin katı taşı delmesi de buna ayrı bir örnektir. Sebepler dünyasında yaşadığımızdan Cenab-ı Hak çoğu icraatında sebepler yaratmakta, onlar vasıtasıyla iş görmektedir. Meyveyi ağaca, anne babayı bebeğe, tavuğu yumurtaya sebep kıldığı gibi, sert taşın delinmesine de enzimleri sebep kılabilir. Biz sebeplerin gerçek fail olmadıklarını ve bütün işlerin Müsebbib-ül Esbab olan Allah’ın iradesiyle ve kudretiyle gerçekleştiğini biliyoruz. Enzimlerin görevi de bu manada değerlendirilmelidir.
İnsan kâinattaki birçok olaydan ders aldığı gibi, bu olaydan da dediğiniz manada bir ders alabilir. Ancak asıl mana o değildir.