Bu eserler iman hakikatlerinin izahı ve delillerle ispatı mahiyetindedir. İmanda terakkinin, tefekkürde derinleşmenin ise sonu yoktur. Bu eserleri kendi müellifi de her okuyuşunda kalbine ve ruhuna yeni ufukların açılması, ayrı doğması mümkündür. Sadece akla hitap eden eserlerin bir kere okunası kâfi gelebilir. Unutulduklarında onlara yine müracaat edilir. İmanî, tefekkürî ve kalbî eserler böyle değildir.
Öte yandan, Üstadın kendi ifadesiyle bu eserlerin büyük çoğunluğu “sünuhat” kabilindedir; yani bir ilahi ilham ile kalbe doğmuşlardır. İlham edilen bir manayı o ilhama mazhar olan zatın da defalarca okuması garip karşılanmamalıdır.
Nur Külliyatı Kur’anın manevi bir tefsiridir. Kuran ayetlerinin tekrarla okunmasındaki hikmet, onun bir tefsiri olan Nur Risalelerinde de kendini göstermiştir.
Ayrıca, Nurlar hem büyük bir tefekkür hazinesi hem de onun okunması, Üstadın kendi ifadesiyle, bir sadaka hükmündedir. Üstadın kendi eserlerini okuması ve ondaki hakikatleri tefekkür etmesi bu manada da değerlendirilebilir.