Arş bütün varlık âlemini kuşatmıştır. Rahmetin arşına çıkmak, İlahi rahmeti en azami tecellileriyle düşünmek demektir. Bunun yolu ise, her işimizi Allah adıyla, Allah için ve O’nun rızası dairesinde yapmamızdır.
Miraç benzetmesiyle şöyle bir manaya da kapı açılmış oluyor:
Besmelede geçen isimler, “Allah, Rahman ve Rahim”dir. Bu sıraya göre, Allah’a vasıl olmak için önce Rahîm ismine nazar etmek gerekiyor. İnsan, İlahi bir rahmet olarak bu isme mazhar olduğunu düşünmeli, kendi varlığında tecelli eden rahmet nişanlarını hayretle ve şükürle nazara almalı, saçından tırnağına, gözünden kulağına, aklından hafızasına kadar bütün maddî ve manevî cihazlarının onun için ne büyük bir rahmet, ne sonsuz bir ihsan olduğunu ibretle temaşa etmelidir.
Daha sonra, Rahmân isminin tecellilerine dalmalı, yeryüzü sofrasında ona ikram edilen sayısız nimetlerin ve yeryüzü kışlasında onun emrine verilen bütün hayvanat ve nebatat ordularının kendisi için ne kadar büyük bir rahmet olduğunu hatırlamalıdır.
Üçüncü olarak, atmosferden, yıldızlara, aylardan güneşlere kadar bütün kâinatı istila eden İlahi rahmeti seyretmekle, Allah Resulünün (asm.) miraçta rüyete mazhar olması gibi, o da bu tefekkür yolculuğuyla Allah’ın bütün bu rahmet tecellilerinden feyiz almaya çalışmalıdır.