AMEL-İ SALİH: “İyi, güzel ve faydalı iş, Allah’ın rızasına uygun amel.” “Asra yemin olsun ki, hiç şüphesiz insan hüsrandadır. Ancak, iman edip., salih amel işleylenler, birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna.” Asr Suresi, 1-3 Kuran-ı Kerimde, imandan sonra hemen amel-i salihin zikredildiği pek çok âyet vardır….
Yazar: yusuf

Desinler Hastalığı
TEVECCÜH-Ü NÂS: “İnsanların medih ve senaları, yönelmeleri, takdirleri, beğenmeleri.” “Teveccüh-ü nâs istenilmez, belki verilir. Verilse de onunla hoşlanılmaz. Hoşlansa ihlası kaybeder, riyaya girer.” Lema’lar Teveccüh-ü nâs, kulların sevgisine, alkışına, takdirine kapılıp, dünyaya geliş gayesinden sapma hastalığı… Teveccüh-ü nâs, kendi gibi zavallı bir başka insandan medet bekleme…
Birinci Sözle İlgili Soru ve Cevaplar (Video)
Bediüzzaman Hazretlerinin, Sözler kitabının Birinci Söz risalesinden Prof.Dr. Alaaddin Başar’a yönetilen sorulara verdiği cevaplar

Namaza Dair Sorular – 2, Namaz kılan kişi dünya zevklerini bir tarafa mı bırakacak? Sadece ahiret için mi çalışacak?
… Masada kısa süre bir sessizlik hakim oldu. “Her ne ise,” dedi Salim bey, “konuyu burada noktalayalım. Bir diyeceğiniz yoksa ikinci sorunuza geçelim.” “Teşekkür ederim,” dedi Yılmaz bey. “buyurun. Sizi dinliyorum.”. “Sorunuz şöyleydi: ‘Namaz kılan kişi dünya zevklerini bir tarafa mı bırakacak? Sadece ahiret için…

El-CEBBAR
“Mahlukatı, iradesine uymaya mecbur eden.” “Dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan.” “Yaratıkların noksanlarını düzelten, işlerini ıslah eden.” “O, …Azîz’dir, Cebbâr’dır, Mütekebbir’dir.”(Haşr, 59/23) Cebir, ‘seçme hakkından mahrum bırakma’ demektir ve iradenin zıddıdır. Bu kâinat ve içindeki mahlukat, yokluktan varlığa kendi iradeleriyle değil, bir cebir ile sevk edilmişlerdir.

Zerre’den: İnsan, hikmet ile yapılmış bir masnudur …
İ’lem Eyyühel-Aziz! İnsan, hikmet ile yapılmış bir masnudur. Ve Sâniin gayet hakîm olduğuna, yaptığı vuzuh-u delalet ile sanki mücessem bir hikmet-i nakkaşedir. Tecessüd etmiş bir ilm-i muhtardır. İncimad etmiş bir kudret-i basîre olduğu gibi öyle bir fiilin mahsülüdür ki, istidadı irade ettiği şeyi kendisine veriyor….
Hesaba çekileceğiz…
Rakîb; “murakabe eden, denetleyen, kontrol eden” gibi manalara geliyor. Bu kelimenin geniş bir kullanım alanı olmakla birlikte, daha çok, mali denetimleri hatırlatıyor. İnsana takılan o paha biçilmez istidat ve ona verilen ömür sermayesi de denetimden nasiplerini alacaklar. Allah’ın bir ismi de Rakîb, yani murakabe eden….
Kabiliyetleri açısından insan…
İnsanda öyle bir istidat var ki, her konuda insanın önünü açıyor; “çalışırsan bu sonucu da elde edebilirsin,” mesajını veriyor. Dünyadaki meslekleri saymakla bitiremeyiz, bunların hepsini icra edenler insan. Demek ki, insan mühendis de olabiliyor, doktor da; fizikçi de olabiliyor kimyacı da. Edebiyatçı da olabiliyor sanatkâr…

Hikmet ve İnsan…
Hikmet bir manadır; fayda, gaye demektir, abesin yani gereksizliğin, yersizliğin zıddıdır. İnsana bu gözle baktığımızda, saçından tırnağına kadar her şeyiyle hikmeti gösterir. Saça ihtiyacımız vardır ve biz ondan fayda görürüz. Alnımızın saçsız olması da hikmettir, kaşlarımızın varlığı hikmettir, kirpiklerimizde hikmeti daha açık seyrederiz. Onlar siyah…
Umursamazlık hastalığı
“İnsanları fikren dalâlete atan sebeplerden biri; ülfeti ilim telâkki etmeleridir.” Mesnevî-i Nuriye Ülfet: Şu muhteşem kâinatta sergilenen ve her biri bir kudret mûcizesi olan mükemmel eserleri üstünkörü bir nazarla geçiştirme, onları bildiğini zannetme ve derinlemesine düşünmekten hassasiyetle kaçınma hastalığı. İnsan fikrini yanlış yollara sevkeden, vehimlere…