Kâbeye Dönen Yüz

kabeBir gün, akşam namazını kılmak üzere yüzünü kıbleye döndü, tam tekbir alacakken, kafasına bir soru takıldı:

“Allah, mekândan münezzehti; bütün mekânları o yaratmıştı. O halde, Onun huzuruna çıkmak isteyen bir kul, yüzünü niçin Kâbe’ye dönüyordu?

Namazdan sonra ansiklopediye baktı. Kâbe maddesinde şu bilgilere ulaştı:

Kâbe ilk mescit idi. Hz.İbrahim’le oğlu Hz.İsmail tarafından inşa edilmişti…

Mekke’nin fethi ile Kâbe  putlardan temizlenmiş, Müslümanların tavaf ettikleri ve namazlarda kendisine yöneldikleri mukaddes bir mekân olmuştu

“Demek ki,” dedi, “yüzümüzü Kâbe’ye çevirmekle, yeryüzünün ilk  mescidine yönelmiş oluyoruz.”

Konu üzerinde bir hayli fikir yürüttü:

Kâbe’ye yönelen, insanın bedeniydi. Ruh için zaten yön söz konusu olamazdı. Beden ruhen eviydi. O, hangi  yönü istese beden de o yöne dönüyor, o nereye isterse beden oraya gidiyordu.

İnsan  Kabe’ye yönelmekle, beden hanesinin cephesini o tarafa çevirmiş oluyordu.

Dünyanın her yerindeki Müslümanlar da Kabe’ye yöneldiklerinde muazzam bir tablo sergiliyorlardı.

Kuzeydekiler de ona dönüyorlardı güneydekiler de.

Doğudakiler de ona yöneliyorlardı, batıdakiler de.

Her yönden ona varılıyordu.

Sanki, “Hangi yöne dönseniz Allah’ın vechi oradadır.” ayetinin bir manası da böylece kendini gösteriyordu.

Farklı yönlerden Kâbe’ye yönelen yüzlerin hepsi, aslında ayetin ifade ettiği gibi, aynı veche yönlenmiş oluyorlardı.

Hepsi Allah’ın razı olduğu istikamete dönüyorlardı; hepsinin ortak gayesi Allah rızası idi.

Sonra ruh-beden  ilişkisini düşündü:

Allah, mekandan menezzeh olduğu gibi, ruhu da bedenin herhangi bir yerine yerleştirmemişti. O, bedenin tümünü idare ediyor, sıfatlarıyla bedenin her yerinde bulunabiliyordu.

Ruh ise daima Rabbine yöneliyor ve ayetin bir manası da namazda  böylece kendini gösteriyordu.

Kâbeye Dönen Yüz” için bir yorum

  1. İman ;Eşyanın görünen yüzünde bir hikmetin, sanatın .. varlığını izlemek suretiyle,o eşyanın bir gayeye hizmet ettiğine kâni olmak şeklinde tezahür ederken ,
    Eşyanın ,görünmeyen sanatkârının varlığını ve sıfatlarını idrak etmekle de ,yani gaybi olana intikal etmek suretiyle tezahür ediyor…denilebilir,
    Gayb için zahiri beş duyu ile doğrudan bilinemeyen de denilebilir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.